
Nev Esentepe Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Emre Uysal, doğum şeklinin nasıl belirlenmesi gerektiği konusunda önemli paylaşımlarda bulundu.
Dr. Uysal, öncelikle vajinal doğum ile sezaryenin tanımının iyi yapılması ve sonrasında, artı-eksilerinin belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Normal yani vajinal doğum, bebeğin genital kanal dediğimiz hazne kısmından sıyrılarak dışarı çıkmasıdır. Sezaryen ise karın cildi ve cilt altı tabakaların kesildikten sonra, rahime yapılan yaklaşık 10 cm’lik kesi sonrası bebeğin dışarı alınması işlemidir. Bu tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere, vajinal doğum fizyolojik bir hadise iken sezaryen doğum, doğal seyre bir müdahale ile bebeğin dışarı alınmasıdır. Bu yüzden sezaryen kararı, doğal seyrinde gitmeyen hallerde, anne ve bebek sağlığı ön planda tutularak verilmesi gereken bir karardır” dedi.
Karar bebek ve anne açısından ayrı ayrı değerlendirilmeli
Op. Dr. Emre Uysal, sezaryen kararı alınması gereken durumların bebek ve anne açısından ayrı ayrı değerlendirilmesinin uygun olacağını belirterek, “Bebeğe bağlı olan durumları şöyle sıralayabiliriz: Bebeğin ters yani makat pozisyonuyla gelmesi, yüz gelişi, alın gelişi gibi geliş anomalileri, ikiz –üçüz gebelik gibi çoğul gebelik olması, doğum ağrıları sırasında bebeğin kalp seslerinde bozulma olup, bebekte stres belirtilerinin ortaya çıkması, bebeğin dışkısını yapması, bebeğin çok iri olup annenin doğum kanalından geçememesi. Anneye ait faktörlerin bazıları ise şunlardır: Doğumsal kalça çıkığı nedeniyle deformitesi olan anneler, aktif herpes enfeksiyonu, HPV enfeksiyonu olanlar, AIDS, hepatit gibi bulaşıcı hastalıkları olanlar, kalp hastalığı gibi sistemik hastalıklar, baş-pelvis uygunsuzluğu, daha önce sezaryen, myom ameliyatı gibi rahim ameliyatı geçirilmesi. Bu gibi durumlarda hastamız ve eşi ile görüşerek, rızalarını alıp sezaryen doğum için planımızı yapmalıyız. Bu sebepler dışında doğum tercihimiz, vajinal doğum yönünde olmalı” diye konuştu.
Normal doğumun artıları ve eksileri
Tanımlama sonrası 2 doğum şeklinin artıları ve eksilerini aktaran Dr. Uysal, “Vajinal doğum her şeyden önce bebeğe ve anneye saygılı doğumdur. Minik mucizenizin, aranıza ne zaman katılacağına annenin bedeni karar verir. Anne karnı artık onun için yeterli ev sahipliğini yaptığına inandığı anda, sancıları başlatmak suretiyle onu kanala doğru itmeye başlar. Doğum kanalından sıyrılarak çıkan bebek, akciğerlerindeki suyu daha rahat atar, ayrıca kanaldaki yararlı bakterilere temas ederek, immun sisteminin daha kuvvetli olmasını sağlar. Annemiz ise doğum sonrası sezaryene göre çok daha hızlı bir şekilde günlük hayatına dönebilir ve sancı sonrası doğum gerçekleştiği için artmış oksitosin hormonuna bağlı olarak, sütü daha çabuk gelir. Eksileri ise annenin doğum gerçekleşene kadar sancılarının olması, bebeğin kanaldan inişi sırasında yaşanabilecek problemler, doğum sonrası genital bölgede deformasyon ve ilerleyen yaşlarda olabilecek idrar kaçırma problemleri olarak sayılabilir. Ama iyi planlanmış ve yönetilmiş bir doğumda bu risklerin oluşma ihtimali düşüktür” dedi.
Doğum kanalında yaşanabilecek sıkıntılar sezaryende daha azdır
“Sezaryen doğum ise yukarda bahsettiğim bebeğe ve anneye ait stres durumları haricinde, planlı olarak gerçekleştirilir” diyen Uysal, “Annenin sancı periyodu olmaz veya çok kısadır. Ama burada da annenin doğum sonrası dönemde günlük hayata dönme süreci daha uzundur. Bebekte ciğerlerindeki suyu atamamaya bağlı yaş akciğer dediğimiz durumla daha fazla karşılaşırız. Fakat doğum kanalında yaşayabileceği sıkıntılar, sezaryende daha azdır. Anne sütü ise sancılar başlamadan doğum gerçekleştiği için daha geç gelir. Son olarak genital bölgede herhangi bir deformasyon yaşanmaz” ifadelerini kullandı.
Anne ve babanın kendini huzurlu hissedecek kararı vermesi önemli
Burada asıl değerlendirilmesi gereken noktanın, maternal istek denilen anne isteği doğrultusunda verilecek doğum kararının olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Uysal, “Genel önerimiz, doğal seyre müdahale etmeden doğumun gerçekleşmesi gerektiği yönündedir. Ama asıl isteğimiz ise annemizin bebeğine kavuştuktan sonra ‘iyi ki bu şekilde doğurmuşum’ diyebilmesidir. Biz hekimler olarak zaten, anne ve bebek sağlığını tehlikeye sokabilecek durumlarda, net kararımızı aile ile paylaşıp gereğini yerine getiriyoruz. Ancak bunun haricinde gelişecek tercihlerde, artı ve eksileri göz önüne serip anne ve baba adayının kendilerini huzurlu hissedecekleri kararı vermesini bekleriz” açıklamalarında bulundu.