Nev Sağlık Grubu
EN
Okullarda el, ayak, ağız hastalığına dikkat!

Nev Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Serdar Yalman, çocuklarda sıkça görülen ve bulaşıcı bir hastalık olan el, ayak, ağız hastalığı hakkında aileleri uyardı.

“En sık 5 yaş altındaki çocuklarda görülüyor”

El, ayak, ağız hastalığı, en sık 5 yaş altındaki çocuklarda görülen, fakat bazı durumlarda daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de görülebilen bulaşıcı ve viral bir hastalıktır” diyen Yalman, “Ateş, boğazda kızarıklık, ellerde ve ayak tabanında, ağız içi ve ağız çevresinde döküntü ile seyreder. En sık ilkbahar sonu, yaz ve sonbahar aylarında görülür. Özellikle tropikal bölgelerde ve hijyenin iyi olmadığı yerlerde yaygın olarak ortaya çıkar. Hastalığa enterovirüs cinsinden koksakivirüs, ekovirüs ve enterovirüsler neden olur. En sık enterovirüs 71 ve koksaki virüs A grup 16 etkendir” dedi.

“El ayak, ağız hastalığı nasıl bulaşır?”

El, ayak, ağız hastalığının bulaşma sebeplerini açıklayan Yalman, “Virüs taşıyan kişiyle doğrudan temas, hastalıklı kişinin öksürmesi veya hapşırması sonucu havaya yayılan damlacıkların solunması, virüs bulunan yüzeylere (oyuncaklar, masa, kapı kolu vb.) temas ettikten sonra ağız, burun veya gözlere dokunmak, virüs bulaşmış yiyecek veya içeceklerin tüketilmesi, virüs taşıyan kişilerin tükürük veya burun akıntısına temas etmek” ifadelerinde bulundu.

“El, ayak, ağız hastalığı belirtileri nelerdir?”

“Hastalık iştahsızlık, kırgınlık, 38-39 derece ateş ve boğaz ağrısı gibi belirtiler ile başlar” diyen Uzm. Dr. Serdar Yalman, “Bir iki gün içinde ağız içinde, boğazda ve ağız çevresinde ağrılı, içi su dolu döküntüler çıkar. Takiben ayak tabanı ve avuç içinde de kırmızı döküntüler oluşur ve daha sonra bu döküntüler su toplar. Bazen vücudun başka bölgelerinde de döküntü olabilir. Döküntülere öksürük ve karın ağrısı eşlik edebilir. Bazı durumlarda hastalık sadece ağızda yara, bazen de sadece cilt döküntüsü şeklinde seyredebilir. Özellikle küçük çocuklar ağızdaki yaralar nedeniyle beslenme güçlüğü çekebilir” dedi.

“El ayak, ağız hastalığının tanısı nasıl konulmaktadır?”

Yalman, “Hastalığın tanısı genellikle klinik bulgular ile konur. Laboratuvar testi gerekmez. Mevsim, hastanın yaşı, döküntülerin yeri ve özellikleri tanı konulmasına yardımcı olur. Hastalığın suçiçeği, herpes zoster, beşinci ve altıncı hastalık gibi viral hastalıklardan ayrımı yapılmalıdır. Çok gerektiği durumlarda nazofarenks yani genizden alınan sürüntü, döküntü içinden sıvı ve gayta örneklerinden PCR ile virüs izolasyonu sonucunda tanı konabilir. Ayrıca kanda virüse karşı oluşan antikor yanıtına bakılabilir” dedi.

“El ayak, ağız hastalığının tedavisinde kullanılan yöntemler nelerdir?”

“Hastalığın spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur” diyen Yalman, “Tedavi hastanın şikayetlerine ve bulgularına göre planlanır. Hastalık genellikle hafif seyreder ve kendi kendine düzelir. Boğaz ağrısı için sprey, ağrı kesici, ateş düşürücü, kaşıntı için antihistaminik, lezyonlar enfekte olursa antibiyotikli kremler kullanılabilir. Ağız içindeki yaralar nedeniyle beslenemeyen çocuklarda; yoğurt, muhallebi, çorba gibi yumuşak ve ılık gıdalar ile beslenme, bol sıvı tüketimi ve istirahat önerilir. Beslenmesi kötü olan çocuklara hastane ortamında damar yolu ile sıvı tedavisi verilebilir. Hastalar 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir. Lezyonlar leke ve kabuklanma yapabilir. Bu etkiler zamanla düzelir” dedi.

“El, ayak, ağız hastalığından korunmak için nelere dikkat etmek gerekir?”

El ayak ağız hastalığını önleme yöntemlerini açıklayan Yalman, “Elleri sık sık ve sabunla yıkamak, hasta kişilerle yakın temastan kaçınmak, hastaların kullandığı tabak, çatal, kaşık, bardak gibi eşyaları ayrı tutmak, oyuncakları ve ortak kullanılan yüzeyleri düzenli olarak dezenfekte etmek, hapşırma veya öksürme sırasında ağız ve burnu kapatmak, kirli ellerle ağız, burun veya gözlere dokunmaktan kaçınmak, tuvalet eğitimi alan çocuklarda el yıkama alışkanlığını teşvik etmek, kreş veya anaokulu gibi kalabalık ortamlarda hijyen kurallarına dikkat etmek, hasta çocukları iyileşene kadar okula veya toplu alanlara göndermemek” şeklinde açıklamalarda bulundu.