Nev Bandırma ve Nev
Esentepe Genel Cerrahi Bölümünden Op. Dr. Erdem Sarı, Ramazan ayının insan
bedeninin sağlıklı beslenmeye yönelmesi açısından büyük bir fırsat olduğunu
vurgulayarak, beslenmeyle ilgili önerilerde bulundu.
“Endüstriyel çağın olumsuz
tarafı olan gereksiz ve sağlıksız tüketim alışkanlıkları, obezite ve obezite
ile ilişkili diyabet ve kalp hastalıkları gibi birçok probleme neden olmaktadır”
diyen Op. Dr. Erdem Sarı, “Reklamların etkileri, hareketsiz yaşam ve
karbonhidrat ağırlıklı beslenme vücut sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Günümüzde acıkmadan ve efor sarfetmeden beslenmek vücudumuzun doğal işleyişine
aykırı bir durumdur. Oruç tutmak, 11 ay işkence ettiğimiz vücudumuza kendini
toplama şansı vermektedir” dedi.
Sahur mutlaka
yapılmalı
Ramazan ayında
sahurun mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. Erdem Sarı, “Sahur mutlaka
yapılmalı ve sahurda en az 600-700 cc su tüketilmelidir. Kızartılmış,
tütsülenmiş, yağlı gıdalar ve kafeinden uzak durulmalıdır. Yüksek protein
içeren yumurtanın tüketilmesi gün içerisinde acıkma hissini azaltacaktır.
Vücudu tok tutan proteindir. Ramazan ayında kabızlık en büyük şikayetlerdendir.
Sıvı alımı dışında lifli beslenme de büyük önem taşımaktadır. Hurma, lif ve
protein açısından zengin ve oruç için uygun bir gıdadır. Beyaz ekmek yerine lif
ve vitamin açısından zengin buğday ekmeği tavsiye ederim. Bu sayede daha az ekmek
ile tokluk sağlanabilmektedir. Maydanoz, dere otu gibi sebzeler, lif zenginliği
açısından sahurda mutlaka bulunmalı” diye konuştu.
Yanlış beslenme
fazla kilolara neden olabilir
Ramazan ayında
metabolizma hızının %30-35 düştüğünü belirten Dr. Erdem Sarı, “Sahur ve iftarda
yüksek karbonhidratlı (şerbetli tatlılar vs.) yiyeceklerin tüketilmesi, kan
şekerini olumsuz etkiler. Yanlış beslenme Ramazan ayı sonunda fazladan alınmış
kilolara neden olur. İftarda gıda alımı öncesi en az 2 bardak su içilmeli, yemeğe
az yağlı çorbalar ile başlanmalıdır. Yemek süresi uzatılmalı, lokmalar bolca
çiğnenmelidir. İftar mutlaka bölünmeli ve katı gıda safhasına geçiş öncesi
vücudumuza hazırlık şansı vermeliyiz. Tatlı olarak sütlaç ve güllaç gibi hem
besleyici hem de kan şekeri dengesizliğine çok yol açmayan hafif tatlılar
seçilmelidir. Tatlı ile yemek arasında en az 2 saat boşluk bırakılmalıdır. Salata,
maydanoz, dere otu gibi sebzeler mutlaka iftarda da tüketilmelidir. Ceviz,
badem, fındık gibi kuruyemişlerin, mineral ve vitamin ihtiyacımız için iftara
eklenmesinde fayda var. İftar ile sahur arasında yine bolca su tüketilmelidir.
Toplam günlük su tüketimi 2.5-3 lt olmalıdır. Meyve ara öğün olarak
kullanılabilir. Özellikle barsak sağlığı için kefir tüketimini öneriyoruz. Gıda
tüketimi ile uyku arasında en az 2 saat olmalıdır. Aksi takdirde uyku sağlığı
bozulur, reflü şikayetleri artar. Uzun açlık süresi iftarda kısa süre içinde
çok miktarda beslenme ihtiyacı doğurabilir. Ancak gün boyunca dinlenmiş halde
bulunan midemiz ve barsaklarımız ani ve yüksek miktarda beslenmeden olumsuz
etkilenir” ifadelerini kullandı.
Özel durumlarda
beslenme
Özel durumlarda
beslenme ile ilgili de bilgiler veren Dr. Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Obezite
cerrahisi geçiren hastalarda, 12-18 ay boyunca oruç önerilmez. Mide hacmi
azalan hastalarda iftar küçük öğünlere parçalanmalıdır. Safra kesesi taşı olan
hastalarda iftarda ani ve yoğun beslenme safra kesesi problemlerine neden
olabilmektedir. Ülser ve gastrit problemi olan hastalar baharatlı yiyecekler,
kızartma ve asitli içeceklerden uzak durmalıdır. Vücudumuza hak ettiği değeri
verdiğimiz, toplum olarak birbirimize daha anlayışlı olduğumuz, birlik ve
beraberliğimizin güçleneceği bir Ramazan ayı dilerim”
###
Popüler Yazılar
- Kalp damarlarının incelemesind...
- Kadın sağlığını tehdit eden se...
- Güngör: “Kış aylarında boğaz a...
- Okullarda el, ayak, ağız hasta...
- Ağrılara doğal çözüm: Nöralter...
- AIDS hastalığı tüm dünyada hız...
- Safra kesesi taşları neden olu...
- Hamilelik belirtileri nelerdir...
- Akciğer kanserinin bir numaral...
- Boğaz kuruluğu neden olur? Boğ...