Sağlığın herkes için
doğuştan kazanılmış bir insan hakkı olduğunu ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı
sonucu kadınların bazı insan haklarını kullanamamaları nedeniyle sağlıklarının
da olumsuz etkilendiğini ifade eden Nev Bandırma Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Elif
Yaldız, “Solunum sistemi hastalıklarında da cinsiyet farklılıkları vardır.
Lenfanjioleiomyomatozis gibi bazı akciğer hastalıkları sadece kadınlarda
görülür. Kadınların farklı yaşam evreleri de akciğer hastalıklarını
farklılaştırır. Endometriozise sekonder akciğer hastalıkları, gebelik ile
alevlenen astım gibi kadınlara özgü akciğer hastalıklarında tanısal gecikmeler
yaşamı tehdit eder” dedi.
Toplumsal cinsiyet
rolleri kadın sağlığını olumsuz etkilemekte
Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Toplumsal
cinsiyet temelli kadın akciğer hastalıkları ise kaçınılmaz değil, önlenebilir
bir halk sağlığı sorunudur. Toplumsal cinsiyet rolleri gereği, dünyanın her
yerinde erkeklerden farklı bir yaşam süren kadının çift mesaisindeki görünmez
emeğinde özellikle kadınların vazgeçilmezi kimyasal temizlik ürünlerine
maruziyet, kadın üzerinden yapılandırılan sigara reklamlarına sekonder artan
tütün kullanımı, iş sağlığı ve güvenliğindeki açıklar, kayıt dışı istihdam,
artan şiddet sarmalı, artan kadın göçü, iklim değişiklikleri ve kadınlığın
yoksullaştırılması da kadın akciğer sağlığını eşitsiz ve orantısız bir şekilde
olumsuz etkiler. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı sonucu, kadının sağlık
hizmetine erişimindeki yetersizlikte buzdağının görünmez tarafıdır” dedi.
Tütün kullanımı kadınlarda
artış göstermekte
Tütün kullanımı
erkeklerde daha yaygın olmasına rağmen, gelişmiş ülkelerde erkeklerdeki sigara
içme sıklığı azalma eğilimi göstermekte olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Elif
Yaldız, “Kadınlarda ise sosyoekonomik statü ve bağımsızlıkla özdeşleştirilen
sigara kullanımında artış gözlenmektedir. Üstelik kadınlar ve çocuklar kapalı
mekânlarda daha fazla zaman geçirdikleri için daha fazla pasif içiciliğe maruz
kalmaktadırlar. Kadınlar, erkeklerle eşit miktardaki tütün maruziyetlerinde
erkeklere göre daha fazla sigaraya bağlı akciğer fonksiyonu kaybı yaşarlar” dedi.
İç mekân hava kirliliğine kadınlar daha çok maruz kalıyor
Uzm. Dr. Yaldız, “Toplumsal
cinsiyet rollerinin maruziyet miktarını etkilediği bir diğer risk faktörü de iç
mekân hava kirliliğidir. Eve bağımlı konumları ve yemek pişirme, evi ısıtma
gibi görevlerin omuzlarına yüklenmesine bağlı olarak kadınlar, bu tür hava
kirliliğine daha fazla maruz kalmaktadırlar. İç mekân hava kirliliğine
atfedilebilir hastalıklara bağlı gelişen ölümler düşük ve orta gelirli
ülkelerde yoğunlaşmakta ve çoğunlukla yoksul kişileri etkilemektedir. Bu
maruziyet inme, iskemik kalp hastalıkları, KOAH ve akciğer kanseriyle
sonuçlanabilmektedir. İç mekân dumanına daha fazla maruz kalan kadınlar, KOAH
açısından iki kat fazla risk taşımaktadır. Kadınlar sadece ev içinde değil,
çalışma hayatında da risk faktörleriyle karşılaşmaktadırlar. Genellikle
temizlikten sorumlu kadın işçilerin çalıştıkları kimyasallardan dolayı
karşılaştıkları mesleki riskler göz ardı edilmektedir” dedi.
Mesleki akciğer
hastalıkları kadınlar açısından risk taşıyor
Mesleki akciğer hastalıklarının kadının iş gücü piyasasındaki yerinin artmasına bağlı olarak
gün geçtikçe artmakta olduğunu belirten Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Mesleksel astıma
neden olabilecek risk faktörleri tütün dumanı, iş yerinde kimyasal maddeye
maruz kalma, hava kirliliği, polenler, küfler, solunum yollarını tahriş
edebilecek inhale maddelere ve partiküllere maruz kalma ve genetik
yatkınlıktır. Ev kadını olarak çalışan kadınlar; genel yaşam alanı temizliği,
banyo ve tuvalet temizliği, ovma, süpürme, silme, açık alan temizliği,
atıkların işlenmesi gibi genel işler, mutfak işleri (yemek yapma, bulaşık
yıkama, mutfak temizliği), çamaşır yıkama, ütü yapma, dağınıklık toplama,
ısınma ve iklimlendirme işleri, evcil hayvan bakımı, bitki ve çiçek bakımı,
hobiler, diğer işler (boya-badana yapma, tamir-tadilat işleri, lavabo açılması
vs) nedeniyle mesleki akciğer hastalığı riski altındadırlar” dedi.
Sigara kadınları
erkeklerden daha kötü etkilemekte
Uzm. Dr. Yaldız, “Akciğer
kanserinin görülme sıklığı erkeklerde kadınlara göre daha yüksek olmasına
rağmen aradaki farkın gittikçe azaldığı görülmektedir. Sigara kadınları
erkeklerden daha kötü etkilemektedir. Kadınların tütün dumanındaki
karsinojenlere daha hassas olduğu düşünülmektedir. Akciğer kanserli sigara
içmeyen kadınlarda sağkalımın, sigara içen ya da sigara içmiş ve bırakmış olan
kadınlara göre daha uzun olduğu bilinmektedir” dedi.
Toplumdaki cinsiyete
bağlı farklılıklar sağlıkta da kendini göstermekte
Son olarak, Uzm. Dr.
Elif Yaldız, “Toplumdaki cinsiyete bağlı farklılıklar her alanda olduğu gibi
sağlıkta da kendini göstermektedir. Toksinlere (sigara dumanı, biomass
maruziyeti, çevre kirliliği) solunum sisteminin verdiği yanıt, kadın
hormonlarının akciğer gelişimi ve büyüklüğü üzerine olan etkileri,
reseptörlerin biyokimyasal farklılıkları ve solunum yollarının aşırı
duyarlılığı kadın cinsiyette astım, KOAH, akciğer kanseri ve interstisyel
akciğer hastalıkları gibi solunum sistemi hastalıklarının sık görülmesine neden
olur. Özellikle kırsal kesimlerde görülen biomass maruziyeti, kadının sosyal
rolü sebebiyle, kadın sağlığını etkileyen en önemli faktörlerdendir. Unutmayalım
ki; kadın emektir, kadın nefestir. Bu topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra
güneş doğar, çünkü güneşi kadınlar doğurur” diyerek sözlerine son verdi.
-
Uzm. Dr. Elif Yaldız Özgeçmiş
Popüler Yazılar
- Kalp damarlarının incelemesind...
- Kadın sağlığını tehdit eden se...
- Güngör: “Kış aylarında boğaz a...
- Okullarda el, ayak, ağız hasta...
- Ağrılara doğal çözüm: Nöralter...
- AIDS hastalığı tüm dünyada hız...
- Safra kesesi taşları neden olu...
- Hamilelik belirtileri nelerdir...
- Akciğer kanserinin bir numaral...
- Boğaz kuruluğu neden olur? Boğ...